Bir kraliyet ailesi üyesi olarak kalbimizi çalan Diana, bir moda ikonu olarak bugüne referans olmaya etkilemeye devam ediyor. Kraliyet görevinin başlangıcında, genç prenses büyük ölçüde 80’ler tarzı giysilerle karşımıza çıkıyordu. Kısa sonra ise giydiği puantiyeli, fiyonklu, fırfırlı elbiseleri bir kenara atarak bizlere gerçek tarzını sundu. Versace elbiseleri ve Dior aksesuarları gibi parçalarla stil dozu yüksek ve çok daha seksi silüetlerle moda dünyasının önemli isimlerinden biri olmayı başardı. Özellikle günlük hayatında tercih ettiği taytları, sweatshirt’leri, spor ayakkabılarıyla günümüz modasını adeta o yıllarda yaşattı. Diana denilince akıllara gelen en önemli görünümlerden biri de kuşkusuz “İntikam Elbisesi” oldu.
Coco Chanel
Gabrielle Bonheur olarak da bilinen Coco Chanel, ilk olarak 1910’da Rue Cambon’daki ünlü butiği ve moda dünyasına büyük bir etki yaratan tasarımlarıyla Paris’te fırtınalar estirmeye başladı. Fransız tasarımcı ilk olarak şapka üretmeye başladı ve kendi markasını yarattıktan sonra giyim sektörüne geçti. Coco Chanel ilk el çantasını 1929’da tasarladı. Ünlü tasarımcı kadınlar için el çantaları yerine omuz çantalarını üretip normalleştirdiği 1955 yılında bugünün çanta siluetlerine hayat verdi. Yarattığı omuz çantaları, moda endüstrisini değiştiren ve Chanel’i en çok aranan tasarımcı markalarından biri yapan şeylerin başında geliyordu.
Audrey Hepburn
Audrey Hepburn söz konusu olunca akıllara ünlü oyuncunun zarafeti, oyunculuğu ve Breakfast at Tiffany’s filmindeki ikonik görünümü geliyor. 50’lerin başında Hubert de Givenchy ile tanıştıktan sonra, marka ile ömür boyu sürecek özel bir bağa ve kusursuz kıyafetlere karşı tutkulu bir aşka sahip oldu. Hepburn’ün narin silueti, tasarımcının haute couture koleksiyonlarını sergilemek için mükemmel bir vitrin oluşturuyordu. Bugün “küçük siyah elbise” tabirini, Hepburn ya da Givenchy’nin hemen ardından gelen isimler olmadan anmak mümkün değil.
Marilyn Monroe
Marilyn Monroe, 1950’lerin belki de en tanınmış aktrisi ve şarkıcısıydı. Tabii ki, etkisi sadece performans yetenekleriyle sınırlı değildi. Aynı zamanda ikonik feminen tarzı da onu herkesten ayırıyordu. Kırmızı dudakları, kirpikleri, ikonik eyeliner uygulaması, platin saçları ve giydiği her şey onu büyülü bir varlık olarak gösteriyordu. Hala tarzıyla günümüze referans olan Monroe’ya olan ilgi ve sevgi hiç azalmıyor.
Twiggy
Kimse 60’ların modasını Twiggy gibi tanımlamadı. Modelin uzun bacakları ve plastik bebek benzeri görünümü, onu kısa sürede Mary Quant mini eteklerin ve bu özel döneme hakim olan moda rüzgarının yüzü yaptı. Ancak Twiggy yalnızca bir manken değildi ve bilinirliği 70’lerin başlamasıyla sona ermedi. Modelin modaya bakış açısı, zevki ve tarzı, kariyerini modelliğin ötesinde şarkıcılık ve oyunculukla tanışmasını sağladı.
Madonna
Madonna, ilk albümünden bu yana hem müzik hem de moda dünyasında dalgalar yaratıyor. Kendini sürekli yenilemesi ve etkisi ile övülen şarkıcının stili ve seçimleri bugün hala sokak stili ve defilelere referans oluyor. 80’lerin katmanlı eteklerini ve tozluklarını popüler hale getirmesinin yanı sıra, Madonna’nın tarzı çekici görünmek için narin formları somutlaştırmak zorunda olan kadınsı klişeyi yok sayıyor. Bunu mükemmel bir şekilde sergileyen bir görünüm, şarkıcının Papa Don’t Preach müzik videosundaki maskülen görünüm oluyor. Cesur görünümleri platin sarı saçları, kırmızı ruju ve enerjisiyle Madonna unutulmaz bir ikon olarak bizleri şaşırtmaya devam ediyor.
Cher
İkon olarak doğan biri varsa onun kesinlikle Cher olduğunu söyleyebiliriz. Ünlü yıldızın geçmiş görünümlere bakıldığında her biri başlı başına bir başyapıt olan tasarımlar karşımıza çıkıyor. Şarkıcının payetli takımları, elbiseleri, cesur aksesuarları bir kadının nasıl görünmesi veya davranması gerektiğine dair toplumsal standartlara meydan okurken, sanatçılar için yeni bir çağın habercisi oldu. En iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü sunmak için 1986 Oscar’larına geldiğinde, siyah mücevher işlemeli başlığı ve tüylü şapkası kitlelerin dikkatini çekerek şarkılarının yanı sıra tarzıyla da ölümsüzleşmeyi başardı. Cher’in ikonik uzun siyah saçları ise özellikle günümüz trendlerinde hala referans olarak kullanılıyor.
Jackie Kennedy
Jackie Kennedy, First Lady olarak yükselişe geçmeden çok daha önce, zaten bir moda ikonu olmak için çalışmaya başlamıştı. New England havasıyla bu tarz başına buyruk, kolej stiline ve klasik boğazlı kazaklara alışıktı. Ancak yıldızı yükselmeye başlayınca kıyafetleri de değişti. Geçmiş yılların ev giysileri, zarif Chanel takım elbiseleri, imzası olan şapkası ve Gucci’nin, adını lüks çantayı yüzünü paparazzilerden korumak için kullandığı First Lady’den alan klasik Jackie çantası onu zamansız bir moda ikonu haline getirdi.
Naomi Campbell
Naomi Campbell, 15 yaşında keşfedildikten sonra 80’ler ve 90’ların en çok aranan modellerinden biri oldu. Sayısız podyumda yürüdü ve moda dünyası tarafından resmi olarak “süper model” kabul edilen ilk kadınlardan biri oldu. Birçok derginin kapağında yer alan ilk Siyah kadın olarak tarihe geçmeyi başardı. Yer aldığı her defilede güzelliği ve “Naomi Campbell” etkisi ile taşıdığı her görünüme büyülü dokunuşu yapmayı başardı.
Elsa Schiaparelli
Paris’te dünyanın en önemli moda evlerinden birini kuran İtalyan asıllı moda tasarımcısı, haute couture kavramını yücelten isimlerden. 1930’ların Sürrealist modası ve telefon şeklindeki bir çanta gibi esprili aksesuarlarıyla ünlü olan Schiaparelli, başlangıçta üst sınıfa mensup olan ailesinden kaçarak kısa bir süre Amerika Birleşik Devletleri’nde tercüman olarak çalıştı. Daha sonra 1920’lerin sonlarında Paris’e yerleşerek kendi moda evini açtı ve 1935’te Haute Couture dünyasında lider konuma geldi. Markası hızla mücevher, parfüm, kozmetik, iç çamaşırı ve mayolara kısacası birçok farklı yönde genişliyordu. Tasarımları, sadelikle ve ince bir düzgünlüğü gösterişli renklerle birleştirmesiyle dikkat çekiyordu. 1947’de Schiaparelli’nin yeni rengi “şok edici pembe” moda dünyasında bir sansasyon yarattı. Dünya Savaşı sırasında New York’a yerleşti ve 1949’da kendi tasarımı olan takım elbise, elbise ve paltoların seri üretimi için bir şube açtı. Ünlü tasarımcı Christian Dior ile birlikte, Paris modasının dünya çapında ticarileştirilmesinde etkili olan isimlerden biri oldu.
Vivienne Westwood
Vivienne Westwood gibi cesur ve güçlü kadın tasarımcılar, moda dünyasında büyük bir etki yaratarak değişimi başlattı. Punk çağının önemli bir figürü ve birçok moda çizgisinin üretken bir tasarımcısı olarak bilinen, ünlü kadın moda tasarımcısı Vivienne Westwood aykırılıktan hiç korkmadı ve yalnızca kendisi gibi kalmayı başardı. Feminizm ve kadın hakları başta olmak üzere modanın güçlü yanını bir ifade biçimi olarak kullandı. “Feministlerin tarihte kadınların rolünün muazzam boyutunun farkında olmadığını düşünüyorum” ve “Bir erkeğin kadınlık dokunuşu olmadan zarif olması mümkün değildir” şeklinde önemli açıklamalarda bulundu. 2022 yılında aramızdan ayrılan tasarımcı unutulmaz bir seçki bırakarak ölümsüzlüğe kavuştu.
Donatella Versace
Versace kardeşlerin en küçüğü olan Donatella, 1994 yılında aile markası için tasarım yapmaya başladı ve 1997’de kardeşi Gianni’nin trajik ölümü sonrası markanın kreatif direktörü ve yönetim kurulu başkan yardımcısı ipleri eline aldı. Donatella, moda endüstrisindeki çalışmalarından dolayı “Yılın Tasarımcısı, Moda İkonu Ödülü” gibi birçok ödül aldı. Versace’nin popülaritesi, 2000 yılında Jennifer Lopez için tasarladığı ve ünlü yıldız tarafından 2020’de tekrar giyilen “Green Jungle” elbisesini tasarladığında arttı. Şimdi ise Versace en önemli global markaların arasında yer alarak trendleri belirliyor.
Diane Von Fürstenberg
DVF, bizler için gerçek bir umut hikayesini simgeleyen bir tasarımcı. 1946’da Holokost’tan sağ kurtuldu ve ardından eşi Prens Egon Von Furstenberg ile tanıştı ve 1969’da Prenses oldu. 1974’te ünlü anvelop elbisesiyle moda dünyasını tam anlamıyla kasıp kavurdu. Anvelop elbise tasarımı, Metropolitan Museum of Art Kostüm Koleksiyonu ve The Smithsonian’a dahil edildi. Şimdi ise ünlü moda tasarımcısı markasının yanı sıra kendini dünya çapında kadın haklarına adayarak kadınların sesi olmaya devam ediyor.
Stella McCartney
Stella McCartney, tasarımlarıyla milyonlara ulaşmasının yanı sıra moda endüstrisinde etik, sürdürülebilirlik, çevrecilik gibi kavramlarıyla hayvanlara ve doğaya zarar vermeden de moda sektörünün var olabileceğini savunuyor. İngiliz tasarımcı, markasının piyasaya sürdüğü 2001 yılından bu yana tasarımlarında gerçek deri, kürk ve tüy kullanımını yasakladı. Geri dönüştürülmüş ve sürdürülebilir malzemeler kullanmaya ve çevreye zarar vermeyecek lüks modayı demokratikleştirmeye kendini adayan McCartney, okyanuslarımızı temiz tutma ve Amazon’daki ormansızlaşmaya bir son verme konusunda farkındalık yaratmak için Parley, Agents of Change ve Greenpeace gibi birçok çevreci girişimle ortaklık kurdu.
Miuccia Prada
Prada’nın CEO’su ve Miu Miu’nun Kreatif Direktörü Miuccia Prada, 1978 yılında aile şirketini büyük babasından devraldı. El çantası tasarlamaya, 1985 yılında başladı ve dokuma naylondan yapılmış siyah çantalardan oluşan ilk koleksiyonu sundu. Çantaları kısa sürede favoriler arasına girmeyi başardı. 1985 koleksiyonundan bugün hala aranılan en popüler çantalar ve tekstil ürünleri Prada imzası taşıyor. Özellikle Prada’nın sürdürülebilirlik ile ilgili yaptığı çalışmalar alkışı hak ediyor. Miuccia Prada’nın hayat verdiği Miu Miu ve Prada, dünyanın en yenilikçi moda evleri olarak biri olarak biliniyor ve her sezon sunulan tasarımlar trendleri belirliyor.
Vera Wang
Wang, üniversite yıllarında Madison Ave’deki Rive Gauche butiğinde yazları çalışıyordu. Üniversiteden sonra Vogue dergisinin yazı işleri tarafında çalıştı ve 16 yıl Conde Nast bünyesinde devam etti. Wang, 40 yaşında gelinlik tasarlamaya karar verdi ve David’s Bridal ile iş yapmaya başladı. En ünlü müşterileri Kim Kardashian, Victoria Beckham ve Chelsea Clinton gibi kişiler oldu ve masalsı tasarımları onu en çok sevilen tasarımcılardan biri haline getirdi. Ünlü müşterilerinin yanı sıra tasarladığı elbiselerle geniş kitlelerle de buluştu. Son yıllarda ise tasarımcı, gelinlik modasına kapsayıcılık getiren bir büyük beden gelinlik koleksiyonunu piyasaya sürdü.
News
